Pagina's

12 januari, 2015

Davranış

Nasıl davranıyım??

AYYY. Senin ki geliyor. Doğal davran bak hiç bir şey yokmuş gibi davran. Gül. Abartmadan gül. Abar.. AY ABARTMA. Açma şu ağızını okadar ya yeter doğal davan diyorum sana. Tabii bakmaz sana. Ben de bakmam sana. Bu ne lan. Bu mu senin en doğal halin? Saçmalama Ayşe Allah aşkına kalk kaykay yap demedim sana gül dedim. Gülmeyi de mi beceremiyon. Nasıl davranmamanı ben mi söylim? Olm kaderimin yazıldığı günü bilmiyon galiba? Herkes beni ignore yapıyor. Kimse seviyor. Beni seveni de ben sevmiyom yani bu soruyu bana sorma. Aynen. İnsan ol biraz. Ay doğal halini beğenmezse de olur yani ben biliyorum ya seni. Be normal lan. Allahalla saçma sapan davranıyon zaten.

Nasıl davrandığımızı çoğu zaman bilmiyoruz veya nasıl konuşmamız gerektiğini. Çoğu insan herşeyi eleştirir. Sevmediği bir şeyi veya hoşuna gitmediği bir işi. Benim bir sözüm vardır "İnsanlar basit gördükleri şeyi eleştirirler, oysa en büyük eleştiriyi basit insanlar yapar". İnsandan insana herkes değişir. Mesela benim bloğuma yazdığım tarzı herkes beğenmez. Kro der, çok argo veya küfürlü. Ben burada edebiyat parçalayabilirim. Ben burada Nietzche gibi yazabilir veya bir Canan Tan olabilirim ama insan böyle rahat ettikten sonra karşı tarafın beni gelip eleştirmesi, benden çok onun hakkında bir şey söyler. Ben sana çok samimi şeyler söyleyebilirim. Ben senin güzel olup olmadığını yüzüne söylerim ama farklı biri olmayı asla denemem. Ben sana şu an roman yazabilirim ama çoğu insanlar bile "Sıkıldık lan bu monotonluktan, herkes aynı aynı" dediğinden dolayı insanlara asıl kim olduklarını veya yazmanın keyfini öğretmeyi seviyorum. Bu yüzden istersen sana edebiyat parçalarım ama en büyük edebiyat olduğun gibi yazmak, yazdığın gibi karşındakine "işte ben" demeyi dedirtmektir benim gözümde. Elbette bir gün bunu da seversin.
Nasıl davranacağımızı çoğu zaman bilemeyiz. Biri geldiği zaman, veya bir ünlüyü görüpte "Ne gidecem yanına lan o bana gelsin" demek gibi mesela. Çok iyi hatırlarım iki sene önce iş yerinde bir kızla konuşuyorum "Yaa Demet Akalın geliyormuş, gidecek misin?" diye sordum... "Kızım saçmalama, ben ona niye gideyim, o bana gelsin" dedi. Beynim felç. Bunu söyledikten sonra yemin ederim her konsere gitti. Hatta en büyük partilere ilk o katıldı. Bokuna ne gelip hava taslıyon. Boyun kadar konuş, boyun uzun olsa da konuşma yani bizim boyumuz kısa mesela. Böyle var ya çok bilmiş bilmiş, en çok ben biliyorum, sen nerden bileceksin sen kıg. sen zort diye konuşan insanlardan nefret ederim. Ben bile tanımadığım insanlara gidip "ABİ BENİ OHÁ MARKANIN SAHİBİYİM YANİ BİL İSTEDİM" dediğimi hiç hatırlamıyorum. Hala fakiriz yani ne diyim?
Sonra davranış çok önemlidir. Karşı tarafın davranışlarına çok dikkat ederim. Biri karşımda kendini övmesin. Bir çocukla konuşuyordum, yemin ederim saygı yerlerde süzüldü. Gelmiş bana "Götüm böyle güzel, valla hep squat yapıyom" derdi. Yani bir kişi neden kendini bukadar düşürmek için uğraşır, I don't know? Karşında ki bir kız bir kadın mal, ona göre davran. Ben kıro kıro yazabilirim ama keko değilim. Sonra herkese davranışlarımız çok önemlidir AMA yakışıklı birini gördüğüm zaman benliğimi kaybediyorum lan. Ben ben olmuyorum ozaman. Karpuzcu olurum, domatesciieaağğ diye bağırabilirim, modumu kaybediyorum niye böyle oluyo valla hiç anlamam. Hatta çocukla göz göze geldiğim zaman yüz felci geçiriyor gibi davranırım. Gözümü burnumu nereye soksam diye endişe ederim. Çok farklı ya valla galiba hastayım lan. Şizofrenmiyim acaba? Mesela arkadaşıma "NAPİYON LAN ZOTTİRİK?" derim, bir oğlana karşı "Napiyorsun :)" derim. Yani diyorum ki anasını satıyım okadar kastım ki kendimi bu saatten sonra beğenmezsen ölcem. Çocukla konuşurken okadar geriliyorum ki tüm printscreenlarımı toplasam master kitabı çıkarırım. Çocukla konuşuyorum, zart printscreen arkadaşa atıyorum "NE DİYİM LAN SÖYLE?" ... "CEVAP VER BEKLİYO VALLA" derim. Ben ben değilim yani, arkadaş ne derse çocuğa onu diyeceğiz okadar alışık değiliz. Biliyoruz galiba kendimizden, yanlış bir şey söyler kırarız diye. Veya çoğu konu çok vahim ise birine ben yazamam, içimi kemirir, mezarım kazılır yemin ederim. Arkadaşa "Al şen yaz benim adıma" derim, o yazar içimiz rahat eder. Bukadar da yedik kafayı resmen. Yani en küçük örnek olarak çocuktan sıkıldım arkadaşa "Al lan yaz şuna, konuşmak istemiyorum diye" yani diyorum ki ben yazmadım valla o yazdı. Sırf içimiz rahat etsin veya ne bok yapacağımızı bilmediğimiz için arkadaşlıklar bazen iyi ki var. Mesela bazı insanlarla anlaşamıyorum, kavga çıkıyor zırt pırt direk PRİNTSCREEN. PRİNTSCREEN. PRİNTSCREEN. AL BAK AL NE YAZIYO MAL VALLA SALAK BU YA. AL BAK YİNE YAZDI. PRİNTSCREEN. PRİNTSCREEN. Genelde yaşamım hep böyledir. Copy, paste. Bir işi kendim becerseydim valla kaç kere evlenip ayrılmıştım galiba. Veya aldatırdım lan, kesin.

Biri bana bakınca veya gözüme kestirince nasıl davranacağımı bilmem. Hep mal olurum. Şu fotoğraflar da çıktığımız gibi. Ayna "DAŞ GİBİSİN VALLA DAŞ SEN EN GÜZELİSİN" diyor, fotoğraf "Bok gibi oldun yine. Sıkıldım. Çekme gurbanın olayım bana da yazık" diyor. Böyle bir şey aslında. Hep bir zottirik olay, hep bir dengesizlik. En kötüsü de "NASIL DAVRANAYIM LAN SEN SÖYLE OZAMAN?!" dediğim an "Doğal davran" diyen arkadaşımdan sonra Ajdar klibi çekmem. Doğal davranamıyom ben ya, kaşıyorum kendimi. Müzik dinlerken kendi kendime klip çekiyor salak salak saçlarımı sağa sola savuran bir insanım benden sana zarar gelmez yani.

Kasma,
Şüheda Özyar


NOT: Ekmeğin üzerine çikolata sürüp yiyebilirim.

Arkadaşım doğal davran dediğinde ben:


Geen opmerkingen:

Een reactie posten