Pagina's

30 augustus, 2015

Swarm

Check-in

Check-in kızım chek-in! Bak şu çocuğu bulacam şimdi, şurada da check-in yapayım. Ayyy beni ekleyenlere baqarmısın? BAK BU O ÇOCUK!! Dedim sana bulacağım diye de neyse yarın yazarım, hemen atlamıyım. Biz genellikle bu kafayı yaşıyoruz, yani ben bu kafayı yaşarım. Yarın yazarım ya da haftaya olmadı bir sene sonra ama çabasını görmem lazım. O bana her gün yazacak çünkü ben ilk adımı atıp onu ekledim, artık ben evet diyene kadar çabalayacak!

Swarm mobil uygulamasını çoğunlukla herkes bilir diye düşünürüm. Buraya gittim, ay check-in. Şurdayım, check-in. Peder beni dövüyor; Şüşü checked in at 'He is killing me' place. Sonra çok sıcak Çeşmedeyim dur 'Sole & Mare' check in. Baktın Sole en Mare, Marrakech'in dibinde, e tabii ki de iki saat sonra 'Marrakech' check in. Uçağa binerken economic diye kendimi küçük düşürmeyi düşünmüyorum tabiiki de; Şüşü checked in at 'TURKİSH AİRLİNES VİP ROOM' , of course beni elbette bir gün bir zengin bulacak. Sonra işte uçaktayım, indim, kondum, I am walking to the baggage, baggage waitink, bagage still waitink, bagage gelmedi bekliyorum hala, baggage... fuck bagage ben gidiyorum gelmedi check in in in YETER. Ben daralıyorum yapmayın bunu her yere check in. O BENİ TERK ETTİ DİYE HER YERE CHECK İN YAPACAĞIM O ÇOCUK COME BACK TO ME (6).
Check inları geçtim, Swarm mesaj bölümünde kral tv alt yazı mesajları gibi mesajlar geliyor bana. En son birine cevap vereyim dedim her gün selam veriyor artık geri çevirmek istemedim 'Arabanın modeli ne?', diye cevap verdim. 'İnsan AS der,' dedi... 'AS. Araban hangi marka?', .. 'Mercedes' dedi... 'Yoq. Anca ferrarı kurtarır.', dedim konuşmayı bitirdim. Tabii ki de ciddi değildim ama gülmekten yarıldım. İki hafta sonra çocuk yine; Selam, Şüşü yazmayacak mısın zart zurt ??? ??? ??? diye diye yırttı kendini, sonunda çocuk 'Ferrarı aldım konuşabiliriz' dedi, 'Ferrarı olsa ne fayda bi Lambourghini değil dedim kapattım. Neyse asıl olay bu değil yani bunu anlatmak istemedim ama hoşuma gitti. Komikti yani. Swarm'da insanlar izdivaç gibi yağdırıyor, mesajlar işte çıkma teklifleri de bilmem ben burdayım, 5km uzağımdasın şiirleri derken bir kere böyle bir yanlış yaptım daha da yapmam: Swarm'dan bir çocukla tanıştım. İşte sosyete cafe'de check in yapıp ardından bir çocuk beni ekledi. Bu cafe'de nişan, sonra düğünümüz boğaz'da. Tipi beni kurtarır dedim bu çocuğu kabul ettim. İki üç kere konuştuk falan, whatsapp verdim. Buluşalım dedi kahve içelim. Bende tamam dedim bunu mu kaçıracam hemen çiçek çikolata alsın gelsin, Facetime'dan beni istesin. Geldi aldı beni gittik bi cafe'ye. Neyse şimdi benim Türkçem bozuk. Yazdığım zaman sıkıntı yok, ama konuştuğum zaman ACUN ABİ BEATBOKS YAPCAM modundan beter olduğumu söylemem gerekmiyor galiba. Hatta Türkiye'ye geldiğim ilk ay böyle geçti, sonra Tükçem bukadar bozuk olduğu için bana İsmail YK demeye başladılar. Geçtim bunları çocukla sohbet muhabbet falan ediyoruz işte menü geldi. Arasında ki en pahalı tatlıyı söyledim, şöyle bir girsin yani. "Ben ne alayım?" diye sordu. "Sen ne istersen," dedim ... "Sence bu tart nasıl?," dedi. Şimdi o tartın tadını biliyorum, ama bunu ona nasıl açıklayacağım diye kara kara düşündükten sonra buna "O tart çok sert" dedim. SERT DEDİM. Bana dank etmedi tabiiki doğru kelimeyi kullandığımı sandım, AĞIR diyeceğime SERT dedim. BOQ. Çocuk gözlerini bi açtı. ALLAHALLAAAAH YAVRUM. Sonra gözlerimin içine baktı, dilini dışarı çıkarıp dudaklarını yaladı böyle sexy olacağını düşündü galiba ama ABİ BENİM KUSASIM GELDİ. Acilen bu işe müdahale etmem lazım. Bi yanlış kelime daha söylesem bu çocuk üzerime atlayacak Allahım sen beni koru valla günah onun benim değil dedim. Aldım telefonu elime Dipo diye kız arkadaşımı aradım. "NEEE ABİN EROİN KOMASINA GİRİP HASTAHANEYE Mİ KALDIRDILAR???" dedim, "HEMEN GELİYORUM KIZIM KIPIRDAMA," dedim lak diye masadan kalktım, şimdiden kesene bereket abisi ölüyo ben kaçtım dedim. Fır for hemen çantamı alıp taksiye bindim eve gittim. Öğlen saatlerinde eroin komasına giren biriyle hiç karşılaşmadım. Çocuk beni az kalsın götürüyodu Allaam bi sert dedim diye neler yaptı neler amin.

Ondan sonra bir daha Swarm'dan biriyle tanışmadım. Her yerden engelledim çocuğu. Benim türkçemi hafife alıp vücut diline geçti. Sanki anlamıyoz yani okadar avrupalı değiliz. Biliyoz herşeyi. 7 ay sonra Türkçem biraz da olsa düzeldi. Sert yerine ağır diyorum mesela, sonra post makinesi alabilir miyim? Böyle şeyler işte, Türkiye çok farklı bir ülke. İnsanlar check-ınları için kendilerini yırtıyor. Daha mekana gelmeden adam check-in'i basıyo; YOLDAYIM diye. Ama ne olursa olsun, o çocuk benim check'in'i görecek ve bu telefona o mesaj gelecek!

Checked in at 'OHÁ RESIDENCE at Hollanda',
Şüheda Özyar


NOT: Elbette seni bir gün bulacak.

Sadece Swarm'dan bunu bulursam eklerim *kalpli gözler*:
kiralik ask, adam, yakisikli, omer bey, hot, sexy, swarm, oha, suheda ozyar, tshirt


BU ARADA:
WWW.SHOPOHA.COM 'dan T-SHIRTLARINIZA SAHİP OLUN, size online bile destek çıkıyorum Allahım çok qoolım.

28 augustus, 2015

Dönmedin de

Döndüm

Dönerim dönmem, ekmek arası ya da dürüm sana mı soracam? Dönmedin de Şüşü, döndüm be evlat. Nerdesin? Döndüm döndüm merak etme döndüm. Geldin mi? Döndüm lan döndüm. Geldim veya buradayım bile demiyorum, ama döndüm yani. Şu an 27 saat ve 14 dakikadır bunalımdayım, tam 27 saat ve 14 dakika önce bu kokmuş ülkeden binlerce kilometre uzaklıktayken ne vardı da ANNEAAĞ o bileti alıp da beni buraya geri getirdin. Ama döndüm. Şimdi pek olumlu konuşamıyorum, full negatifim, seni de bunalıma sokmayı düşünüyorum yeterince bunalımda değilmişsin gibi bu depresyonuma eşlik etmelisin, çünkü ben DÖNDÜM.

Nerdesin kızım sen en son 2 haziran yazmışsın? Çok ayıp etmişim doğru, oooo reina mı o? of course bende dedim ama herkes okumaya devam etmiş, bende dedim ki madem herkes okumaya devam ediyor biraz da onları bunalıma sokmam lazım çünkü bitch please i am back ve ben bu depresyonu tek başıma yaşamak istemiyorum. Evi bile nasıl toparladım bilmiyorum, Hollandaya geri döndüm, tuvalet paspasını bile getirdiğimin farkına vardım. TUVALET PASPAS'I. Lan bunun burda ne işi var diye düşündüğüm yarım saat boyunca bir cevap bulamadım. Onu bile getirmişim, bunalımımı sen düşün. Bir gün boyunca full 50 saat uyumadan devam ettim. Niye geri dönüyorsun? Diye soranlara, elimden tutup evlenme teklifi edip de ben hayır mı dedim de kalmadım seninle? Bi boğazda evlenme teklifi etmek zormuydu lan İSTANBUL? OKADAR ŞANSSIZIM. Bir insan ancak benim kadar şanssız olabilir bence. Bence ben çok şanssızım ve benim bloğumu okuyan herkes benim yüzümden de çok şanssız olabilir yani bilemedim. Ama toparlandım geldim. BEŞ tane bavul ile geri döndüm. Hatta bir tane bavul kapanmadı bile öyle yarım fermuarlı getirdim. Kapatalım mı diye sordu yer hostesi, yoq dedim o ne açılır ne de kapanır bu saatten sonra. Çünkü imkansız yani gördüğün gibi o bavulun içinde baddaniyeden tut, yazlık, kışlık ne varsa içinde. Kapanmadı. Evi arayıp "Bak bu tencereleri getirmiyorum geri, burada dağıtırım veririm birilerine" dedim, "O TENCERELERİ GETİRMESSEN SENİ GEBERTİRİM" dediler lan bana. Tencere lan bunlar tencere. Ben geri dönmek istemiyorum al tencereni diyemedim. Bi bavulun içinde de tencere, bardak, su makinesi var. Diğerleri ise ayakkabı falan hepsini anladım ama o tuvalet paspasına hala anlam veremedim. Ya tüğ döken baddaniyemi bile getirdim o evden 5 bavul çıktı resmen ve yan karşı komşuyla yeni tanışmışım yapmayın bunu bana, beni bağlayın gitmiyom. Havalimanında bavulları beklerken herkesin bavulu sağlam, bi benim beş tane ard arda gelen bavullarım hepsinin fermuarı patlak pıtlık çıktı. Napiyim yani, o bavulları kapatmak için üç kişi birden oturduk, ter döktüm, zıpladım sizin haberiniz yok, ama benim var. En son birinin benim sırtıma çıkıp oturduğunu hatırlıyorum o bavul kapanacak diye, o da gözlerim karardı artık yani bünye kaldıramadı. Ben iflas. Bavul kapandı.
Nasıl döndün ya? Diye soranlara: PLATONİĞİM. O bile belli etmese en azından benden hoşlanıyor yani ve ben çok da seksi bir kızım sonuçta burnumu da yaptırdım. NE BURNUN MU? EVET *omuzlar oh oh alttan kopuşlar*. Bu karga burun laz köprüsü has burundan kurtuldum artık ben ciddi anlamda bir Adriana Lima ve ben o çocukla evlenirsem biz bir Brad Pitt ve Angelina Joli ailesi, hem çok zenginiz hem çok class bir aileyiz. Arabalarımız ve evlatlarımız. Sadece Allahım vereyin bir boy da uzasaydık ya. Çocuğun yanına 10cm'lik topukla gittim hala kısacıktım ya o benim gelecekte ki eşim, en güzel beyim. O bir Brad Pitt ve ben kısa boylu, tombiş parmaklı, kalçası Amber Rose çakması bir Anjelina Jolie'yim. Ben onunla evlenecem. Bundan bi 30 saat önce dedi yani, Hollanda'ya gelecem evlenecez diye. GELECEĞE DAİR BİR SÖZÜM VAR ALLAHIM. Artık böyle. Beş sene sonrasını garantiye almam lazım kendimi yoksa bu şanssızlıkla iki sene sonra geberecem, bana da yazıq.

Döndüm yani. İstanbul adam yutar dediler, paramı yuttu adam yutmadı diyemedim. Şakır şakır paralar gitti. Ben dönmeden önce Euro 3,40'di dedim yarappim bak ben dönüyorum diye borsa işlerini bile hayırlı yaptın artık bi beş yap şunu da benim de yüzüm gülsün dedim. Şu an odam çok dağınık ve toplamak istemiyorum. Kendimi Serkan Kaya'ya verdim, artık bu günlerde onu dinler biraz bunalıma daha girer yazılar yazarım. Ama artık döndüm. 5 sene sonrasına ait düğün kartlarımı da hazırlıyayım, hayalim onunla evlenmek, hayatım Serkan Kaya. Nekadar boq ya.

Q harfi ile hayatımı kolaylaştırıyorum; yıqıldım
Şüheda Özyar


NOT: Dönmesini, gitmeden önce düşünecektin.

BU ARADA:
WWW.SHOPOHA.COM 'dan T-SHIRTLARINIZA SAHİP OLUN, size online bile destek çıkıyorum Allahım çok qoolım.

"Mavi mavi ne çok severim seni"
suheda ozyar, mavi, deniz, t-shirt, tshirt, oha, suhedaozyar, marka sahibi, blog