Pagina's

14 maart, 2014

Nerede?

Elinde elinde.

Bazen çok unutkan oluyorsun veya bir şeyi kafana çok takarsın, "TELEFONUM NEREDE LAN?" dersin yanında ki insan sana dön dön bakar "Elinde ya mal" der. Şimdi bu mal ben mi oluyorum, yoksa telefonum mu. O telefonun elimde ne işi var? Ben onu en son odamda bıraktığımı hatırlıyorum. Böyle bazen gidiyor kafa işte. Kafa mı gidiyor, beyin mi duruyor "La olm çalıştırma beni, bünyen almıyor işte" diyerek. Bende anlamıyorum. Böyle yoruluyor insan ya. Durduk yerde bunalıma giriyorsun "Ulan nerede bu kalem?", kız gitmiş toka olarak saçına takmış sonra nerede diye haykırmış. Sana sansürlü evet, 3 evetle seni "nerede kulübüne" uğurluyoruz.

Var böyle arada sırada oluyor insana, geliyorlar baya. Kafana çok şey takarsın, sonra diğerlerini unutursun. Çok şey düşünürsün, sonradan çok şey takarsın kafana. Mesela hoşlandığın bir çocukla konuşursun. Çocuk online gelir, sana yazmaz. Sen ona en son "Nasılsın?" diye sordun, ama bu o soruya cevap vermiyor. Yani bunu çok takarsın kafana, arkadaşına "YAZMIYO LAN BANA" dersin, arkasından "Kesin başka biriyle konuşuyor. Ulan yine online geldi. Şerefsiz yemin ederim yazmıyorum daha. YUUUH, yazmıyor lan. Yazmazsan yazma, bir daha nah yazarım sana, gör bak!" ... (2 dakika sonra).... "İyiyim, sen nasılsınn?" ... "OHÁ, YAZDI LAN YEMİN EDERİM. Sen nasılsın'ada iki tane n harfi koydu. Ben en iyisi cevap verim" ... "Bende iyiyim sağol :)" dersin. Konu burada kapanır. Bazı insanlar çok " :) " . Biz insanlar çok şey takarız aklımıza. İki tane n harfi koymanın mutluluğunu yaşıyoruz. Mesela hayal gücümüz çok fazla bizim. Çocuk beni aldatıyor başkalarıyla konuşuyor deriz, iki saat sonra gelen mesaj ise "uyuya dalmışım". Böyleyiz biz, ne bilim belki de ben sana çok fazla değer verdiğim için hayal gücümü çok kullanıyorum ama sen değer vermediğin için rahatlıkla uyuyabiliyorsun. Bu yüzden şimdi sen ellere online, bana last seen'sın.

Yaz tatilinde Bursa'dayım bir dönem. Şimay ile zafer plaza, kent meydanı diye geziyoruz. Bir olay var, tatilde olduğum zaman her bir şeyim dahada kıymetli oluyor. Cüzdanıma, telefonuma, hepsine sıkıca sarlıyorum. Elimde tapu var da elden gidecekmiş gibi hissediyorum. "Şüşü ne diye sarılıyon böyle ya" diyor, "Olm çalınırsa görürsün" diyorum. Biri mesaj attığından değil yani. Bu AYFON, havam olsun diye taşıyorum yanımda. Şimdi Türkiye'de ki alışveriş merkezleri en güzelidir. Alt katta BİM var, en üst katta İskenderci var. Yemek bölümü diye bir yer var. Böyle bolluk görmedim. Yemek seçebiliyoruz, öyle bir lüksümüz bile var. Oturduk Şimay ile bir yerde. Farklı birşey alayım derken, gittim yine aynısını aldım. Sonra oturduk. Şimdi böyle oturduğun zaman sanki herkes sana bakıyor gibi hissediyorsun. Bakıyorlar oysa. Durdum. Böyle sol taraftan "Ulan sanki bu apaçiler beni süzüyor" dedim Şimay'a. Kaderimde apaçilerin var olduğunu bilseydim, yemin ederim kaderime çizgi çizerdim ki konumuz bu değil. Telefonumu çıkarayım dedim çantamdan. Çantamı arıyorum, telefon yok. Ceketimin cebine bakıyorum, yok. Masayı süzüyorum yok. Şimay'a döndüm "Lan telefonum yok, sana mı verdim" dedim, bende bir panik oluştu. Şimay her yerini arıyor, ama yok. Sonra ayağa kalktım, olur ya bu götle üzerinde oturmuşumdur, telefon yok. Sonra uzakta ki masadan bir ses geldi "ELİNDE!" dedi, ne diyor lan bu diyerekten baktım"... "ELİNDE ELİNDE!" dedi elini gösterdi, sonra ulan dedim yoksa telefonum elimde mi, az baktım, rezil olduğumun kanıtıdır dedim. Kendimi rezil edeceğime onları rezil edeyim dedim, anlamıyormuş gibi davrandım "NEREDE NEREDE?" dedim, grup haliyle "ELİNDE!" dediler, ellerini gösteriyorlar böyle savaş içinde bir birinin elleriyle oynuyorlar, kafam dumanlı bugünde sarhoşum modunda olan Arsız Bela'lılar. "NEREDE NEREDE NEREDE?" dedim yine, "ELİNDE ELİNDE" dediler, sonra grubun içinde bir çocuk "olm bu bizle dalga mı geçiyor lan" dedi, göz göze geldim "Adam haklı beyler, dağılın" dedim. Elime telefonumu aldım, oturdum. UZA der gibi kendimi alışveriş merkezin üst katında oturan klas insanı gibi hissettim.

Böyle bazen nerede? sorusuna rezil oluyorsun ya. İşte ona unutkanlık derim. Veya aklıma biraz sen kaçtın, aklımı karıştırdın. Yazacağın yok ama, insan elinde telefonla bekliyor işte. Bazen adam haklı çıkıyor, "Ulan telefonun elinde olduğu halde nerede diye soruyorsun ya, neyse devam edemi...." (dağılın).

Aklım karışıyor bazen,
Unutuyorum seni,
Şüheda Özyar

NOT: Elinde olanın değerini bilmediğin zaman, nerede diye haykırırsın.

Geen opmerkingen:

Een reactie posten